Şahmeran (≠) Medusa
“Yılan figürü; ikisinde de var.
Kadın cinsiyeti; ikisinde de var.
Öyleyse Şahmeran ile Medusa aynı
karakterdir.” diye düşünmek
başlı başına büyük bir hata.
Bu iki
efsane / miti birine karıştıran çok fazla günümüzde. Sanki dünya üzerinde yılan
sadece tek bir kültür için sembolik değeri olabilir gibi; “bütün kadınlar aynı”dır
demek gibi; yılan ve kadın birleştiyse o efsane aynı efsanedir demek, konuya
hakim olmadan yüzeysel bakmaktır.
Kimdir bu Medusa?
Öncelikle
Medusa, insan doğmuştur. O sadece, tecavüze uğramış mağdur bir genç kız iken,
lanetlenmiştir ve kendisini görenlere lanet saçacak kadar korkunç bir canavara
çevrilmiştir. Bir kıskançlık kurbanıdır. Hem de nasıl bir kurban! Buradaki “kurban
olma ve canını verme” durumu ise bir fedakarlıktan gelmemektedir. Medusa, savaş
vermiştir hayatta kalmak için! Onunki bir sevgi, bağlılık ve muhabbet hikayesi
değildir ne yazık ki... Önce Athena’nın tapınağında, Poseidon’un tecavüzüne
uğrar. Sonra rahibesi olduğu Athena tarafından bir Gordon’a çevrilir. Çünkü
Athena sözüm ona bu yapılanı kendi tapınağına bir hakaret gibi gördüğünü
söylerken bu bahanesinin ardında büyük bir kıskançlık gizlemiştir. Athena
apaçık, Medusa’nın güzelliğini kıskanmıştır. Medusa’nın o güzel saçlarını
yılana çevirir. (Ancak burada özellikle altını çizmek istiyorum; Medusa yılan
olmamıştır.) Athena, erkeklerin Medusa’ya aşık bakışlarını da çekemediği için,
ona bakanların artık lanetlenmesini ister. “Onu görenler taş olsun!” der.
Böylece,
Medusa çok büyük bir yalnızlığa itilir.
Medusa,
bilge değildir. Şifalı, hiç değildir. Onu görenlere bereket getirmek şöyle
dursun, onları lanetlemektedir. Ölümsüzlüğün sırrının taşıyıcısı olmaktan
ziyade, bir ölümlüdür. Hatta ve hatta öldürücüdür Medusa!
Medusa bir
kadının öfkesinin sembolüdür.
Gelelim
Şahmeran’a...
Şah-ı
Maran.. Yani yılanların şahı! Sonradan yılana dönüştürülmemiş, o yılanların
şahı olarak dünyaya gelmiş. Yarısı yılan, yarısı insan... Doğu mitolojisinin
tadı tınısı, derinliği bu efsanede kendisini gösterir. Özellikle Anadolu’nun ve
Mezopotamya`nın çok kadim bir efsanesidir ki, hala varlığına inanan insanlar o
bölgede yaşamaktadır. Şahmeran’ın resimleri, tabloları, vazo süslemeleri, çeyiz
etaminleri dört bir yana yerleştirilir, hatta evin en görülen duvarına asılır. Çünkü,
Şahmeran, kendisinn resmini bile görene bereket, bolluk, huzur getirmektedir. Bilgedir
Şahmeran, asildir. Sevgi doludur. Ölümcül olmak şöyle dursun, ölümsüzlüğün
peşinden gidenler için bir hazinedir.
Çok güzeldir
Şahmeran. Batı’nın lanetli ve öfkeli kadın figürlerinin aksine, o özverili,
sabırlı, fedakardır. Yer altındaki mağarada halkıyla birlikte huzur içinde
yaşar. Ta ki bir gün, bir insanoğlu onu bulana kadar! Kurtarır, kucak açar,
iyileştirir, sever ve özgürlüğünü geri verir insanoğluna! Ancak ihanete uğrar.
Bu ihanetin acısından mıdır bilinmez, yılanların şahı hiç direnmeden ölüme
gider. Ve ölürken bile sevdiğinin hayatını kurtarır.
Batı’nın Korkusu, Doğu’nun Umudu
Medusa, Batı
mitolojisinde erkek egemen düzenin bir “intikam figürü” olarak karşımıza çıkar.
Kontrolsüz kadın gücü korkutucudur. Onun güzelliği bile lanetlenmiştir.
Şahmeran ise Doğu’nun sezgisel, bilge, öğreten kadınıdır. Kadim halkların
kadına duyduğu saygının sembolüdür.
Sonuç: Şahmeran ile Medusa çok başka varlıklar,
bambaşka hikayelerdir.
Medusa ile
Şahmeran, birbirine benzemez bile! Birinin saçları yılandır, diğerinin belden
aşağısı yılandır. Birisi insan olarak doğmuştur; diğeri yılanların şahı olarak!
Biri korku, biri şifadır. Biri lanet, biri bilgidir. Aynı varlık zannetmek, hem
mitolojiye hem kültürel farklılıklara büyük haksızlık etmek demektir.
Hele hele
bana Lilith sormaya kalkanlar var...
Şahmeran’ın
Lilith ile kurulacak hiçbir bağı yok.
Dipnot:
Medusa bile Lilith ile ilişkilendirilemez.
Dipnot2: İzlediğiniz
o diziyi ben izlemedim.
Dipnot3: Benim
eserim, ilk olarak 2012 yılında yazıldı.
Gerçek bir
Şahmeran efsanesidir.